

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen *“Geçmişten Günümüze Türkçe'nin İmlası Uluslararası Sempozyumu”*nun kapanış töreninde konuştu. Yılmaz, “Maalesef dünyada adaletli bir ortam olduğunu ifade edemeyiz. Gazze'de yaşananlar bize bunu en güzel şekilde gösteriyor. Gazze’de yaşananlar, adalet kavramının içini boşaltıyor. Uluslararası hukukun, insani tüm değerlerin ayaklar altına alındığı bir görüntüyü hep birlikte izliyoruz” dedi.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Uluslararası Balkan Üniversitesi ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) tarafından düzenlenen sempozyumun kapanış programına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, Uluslararası Balkan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lütfi Sunar, TDED Genel Başkanı Ekrem Erdem, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
“DİLLERİN RUHU VAR”
26 Eylül Türk Dil Bayramı’nı kutlayarak konuşmasına başlayan Yılmaz, “Dil düşüncenin sınırlarını belirliyor. Diliniz ne kadar gelişmişse, düşünce ufkunuz da o kadar geniş oluyor. Dildeki bozulma, aynı zamanda geçmişle ilişkinizin bozulması anlamına geliyor. Dillerin bir ruhu var, mekanik hadiseler değil. İçinde bir dünya görüşü barındırıyor. Onu koruyamadığınızda başkalarının bakış açısıyla dünyaya bakmak zorunda kalıyorsunuz. Buna da kültür emperyalizmi diyoruz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKÇE, DÜNYANIN EN KADİM DİLLERİNDEN”
Türkçe’nin kıymetli bir dil olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Türkçe’yi üç boyutlu düşünmek lazım: Resmi dilimiz, toplumun ortak dili ve uluslararası bir dil. Yazılı örnekleri yüzyıllar öncesine dayanan Türkçe, dünyanın en kadim dillerinden biridir. Bu sempozyum, Türkçemizin köklü mirasını hatırlatan ve geleceğe daha güçlü bir Türkçe bırakma kararlılığımızı pekiştiren önemli bir buluşmadır” dedi.
“İMLA, KÜLTÜREL HAFIZAYI KORUYAN TEMEL UNSUR”
İmlanın önemine değinen Yılmaz, “İmla, Türkçemizin anlaşılabilirliğini, birliğini ve kültürel hafızasını koruyan temel unsurdur. Bu konunun sadece derneklere bırakılmaması gerekir. TDK, üniversiteler, edebiyat bölümleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte ele alınması son derece önemlidir. Dil yaşayan bir varlık gibidir. Önemli olan, dışarıdan dayatılmış değil, kendi dinamikleriyle gelişmesidir” diye konuştu.
“GAZZE, ADALETİN YOKLUĞUNU GÖSTERİYOR”
Konuşmasında dünyadaki adalet sorunlarına da değinen Yılmaz, “Gazze’de yaşananlar, insani değerlerin ve hukukun ayaklar altına alındığı bir tabloyu ortaya koyuyor. Dünyanın en gelişmiş teknolojilerine sahip olabilirsiniz ama hiçbir insani değeri dikkate almadan zulümler işliyorsanız, o ilerlemenin anlamı yoktur. Türkiye olarak biz hem bilimde ve teknolojide ilerleyeceğiz hem de adaleti, ahlakı ve merhameti yücelteceğiz. Gerçek bir medeniyeti inşa etmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.