

DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, Bingöl’de yürütülen madencilik faaliyetlerine tepki göstererek, “Bingöl’ün dağları, taşları ve suları altın uğruna kimyasallarla zehirleniyor. Bu vahşi madencilik rejimi halkın yaşam hakkını gasp ediyor.” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenleyen Hülakü, Bingöl’de çok sayıda alanın maden ruhsatı kapsamına alındığını ve doğal yaşamın ciddi tehdit altında olduğunu söyledi.
Hülakü, “Yüzlerce hektarlık alan ruhsatlara işlenmiş durumda. Köyler, meralar, ormanlar ve su kaynakları satışa hazır biçimde işaretlenmiş. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ruhsat alanlarını belirliyor, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise bu projelere onay veriyor. Bir el imza atıyor, diğer el kazmayı vuruyor.” ifadelerini kullandı.
Maden çalışmalarının yerleşim yerlerine ve su havzalarına çok yakın noktalarda yürütüldüğünü belirten Hülakü, “Bazı ruhsat sahaları köylere birkaç yüz metre uzaklıkta, bazıları ise doğrudan su kaynaklarının üzerinde. Deprem bölgesinde ağır kimyasal kullanımı planlanıyor. Her kazma darbesiyle bu coğrafyanın geleceği biraz daha yok ediliyor.” dedi.
Hülakü, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerine de tepki göstererek, “Denetim mekanizmaları devre dışı bırakılıyor. ‘ÇED gerekli değildir’ raporlarıyla projeler hızla onaylanıyor. Sermaye kazanıyor ama halk kaybediyor.” sözlerini kaydetti.
Bingöl halkının madencilik faaliyetlerine karşı itirazlarının görmezden gelindiğini savunan Hülakü, “Halkın sesi duyulana kadar bu düzeni kabul etmeyeceğiz. Bingöl’ün toprağı, suyu ve dağı satılık değildir.” diye konuştu.

